Hayatımıza Dokunan Portreler: “Hekimoğlu İsmail” Ağabeyimizin Anısına…

Gazeteci, yazar, düşünce ve aksiyon insanı çok değerli Hekimoğlu İsmail Ağabeyimiz geçtiğimiz hafta bu dünyadaki ömrünü tamamladı ve ebedi aleme göçtü. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz.

Hayatımıza Dokunan Portreler’in en önemlilerinden birisi olan Hekimoğlu İsmail büyüğümüz ile ilgili daha önce yazdığımız yazımızı ve ilgili video içeriğimizi bu vesile ile tekrar paylaşmak istiyoruz:

Hayatımıza Dokunan Portreler

HEKİMOĞLU İSMAİL AĞABEYİMİZİN ANISINA…

1932 yılında Erzincan’da doğan Hekimoğlu İsmail’in asıl ismi Ömer OKÇU. 1952 yılında giriş yaptığı Askerlik Ocağından 1972 yılında astsubay olarak emekli olmuş. Yazılarında, romanlarında, kitaplarında, konferanslarında hep Dedesinin de ismi olan Hekimoğlu İsmail mahlasını (ismini) kullanmış. Hepimiz kendisini her zaman “Hekimoğlu Abi” ya da Hekimoğlu İsmail olarak tanıdık, bildik, sevdik, saygı gösterdik. İnternette (arama motorlarında) Hekimoğlu İsmail diye ararsanız kendisi ile ilgili bütün detayları, biyografik özelliklerini, kitaplarını, eserlerini bulabilirsiniz.

Yazarlar, şairler, edipler, sanatkârlar, fikir ve aksiyon insanları elbette hayatımıza dokunur, zihin ve ruh dünyamızda elbette önemli etkileri olan insanlardır. Ancak bunların içerisinde öyleleri vardır ki yazdıkları ve yaptıkları ile; gerçek anlamda model, öncü, rehber, öğretmen, kişilik şekillendirici özellikleri ile hep farklı ve özgündür. İşte Hekimoğlu İsmail de bu özel ve özgün isimlerden birisidir.

Hekimoğlu İsmail denilince bizim kuşağımızdan itibaren bugüne kadar duyan ve bilen her insanın aklına “Minyeli Abdullah” romanı gelir. 2 milyondan fazla satan ve milyonlarca kişi tarafından okunan bu roman Hekimoğlu İsmail’in ilk romanıdır. Bu romanı 1967 yılında yazarken astsubay olarak göreve devam ettiği için müstear bir isim kullanma gereği hissetmiş, Ömer Okçu olan asıl isminin yerine Hekimoğlu İsmail olarak bilinmeyi tercih etmiştir. Minyeli Abdullah yıllarca hafızalardan çıkmayan çok özel bir eser olarak okuyanların aklına, zihnine; özellikle de ruhuna tesir etmiştir. Aynı isimle sinemaya aktarılan bu roman film olarak da aynı etkiyi meydana getirmiş, binlerce insan tarafından gözyaşları ile izlenmiştir.

Bana göre Hekimoğlu İsmail sadece bir roman yazarı değildir. Yazdıkları ile elbette milyonlarca insanın hayatına olumlu anlamda bir şekilde dokunmuştur. Fakat O’nu farklı, özgün ve özel kılan asıl şeyler fikirleri, yaşantısı, samimiyeti ve aksiyonerliğidir. “Yaşadığını yazan ve yazdıklarını yaşayan” çok hususi bir kişiliği vardır. Etkili olmasının bu özelliği ile doğrudan bağlantısı vardır zaten. Kendi deyimi ile “Ağlayarak yazmadığınızı ağlatarak okutamazsınız…”  Yani yüreği yanmadan yazan, yazdıkları ile kimsenin yüreğini yakamaz.

Hekimoğlu İsmail denilince benim aklıma “adanmışlık” kavramı gelir. Kendini inanç ve değerlerine; ülkesine ve bu ülkenin insanlarına adamış birisi olarak çıkmıştır karşımıza Hekimoğlu İsmail her zaman. Yazdıkları, konuştukları, hareketleri, hayatının her aşaması çok samimi birer “adanmışlık tablosu” olarak durur karşımızda. Adanmışlığının hemen yanına koyacağımız önemli bir hasleti de mütevazılığıdır. Yazdıkları, söyledikleri, ortaya koyduğu hedefler, gösterdiği yol belki iddialıdır, zordur; hep adanmışlık gerektirir. Ama kendisi evinde, işinde, çevresinde, kişiliğinde her zaman mütevazı bir insandır. Minimalist yaşamış, kimseye maddi olarak eyvallah etmemiş, kimseden bir şey beklememiş ve istememiştir. Davet edildiği konferansların pek çoğunun yol giderlerini bile kendisi karşılamıştır.

Tevazu, Gayret, Çalışmak, Üretmek, Aksiyonerlik, Kararlılık, İdeal, Azim, İstikrar ve İstikamet gibi inancımızın ve toplumumuzun en önemli değerleri Hekimoğlu İsmail’in bizlere yaşayarak hissettirdiği kavramlardır. Düşünsenize bütün bu değer ve kavramların nasıl yaşandığını bizzat hayatı ile ortaya koyan bir PORTRE var karşımızda. Neden çok etkili olduğunu bu şekilde daha iyi görebilir ve anlayabiliriz.

Hayatının, eserlerinin ve mücadelesinin merkezine her zaman gençleri ve çocukları koymuştur. Hayatını anlatırken gençlere çok isabetli hedefler aktaran bu mücadele ve azim insanı kendi ülkesi ve bu ülkenin insanları adına hep “umutlu” olmuş, ısrarla “İnanırsanız başarırsınız…” ya da “İsterseniz yapabilirsiniz…” fikrini zihinlerimizde canlı tutmayı başarmıştır. Çocuklar için yazdığı kitaplarda, “Genç Arkadaşlarıma Mektuplar” yazarken hep bu gerçeğin izlerini ortaya koymuştur.

Hekimoğlu İsmail’in hayatımıza dokunurken bize kazandırdığı, sevdiği ve kabul ettirdiği özel bir ifade de “Derdimi seviyorum!” hakikatidir. O “Çilesini çekmediğin dert senin değildir!” diyerek asıl derdimizin neler olduğunu bize göstermiş ve derdimizi sevebileceğimizi bize hissettirmiştir.

Hayatı, fikirleri, eserleri, bize kazandırdıkları, yol göstericiliği ve yaşamımıza kattıkları için Hekimoğlu İsmail’i her zaman muhabbet ve hürmetle hatırlayacağımı belirtmek istiyorum. Hayatımıza olumlu ve samimi dokunuşları sayesinde şükranla yad edeceğimiz bu güzel insana Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır diliyorum…

 

Konuyla ilgili videomuz:

Bir Cevap Yazın

Yukarı Çık