Örneklerle, Bazı Toplumsal Magandalıklarımız

Sözlüklerde ve dil ile ilgili platformlarda magandalık genel olarak “kabalık ve görgüsüzlük” olarak tanımlanıyor. Toplumun çoğunluğu tarafından geçerli kabul edilmiş değerlere aykırı bulunan ve yadırganan davranışlar bu magandalıklar…

Gördüğünüzde yadırgadığınız veya yaptığınızda yadırgandığınız; geçici olarak sizi memnun ediyormuş gibi görünse bile aslında pek çok insanı rahatsız eden hal ve hareketlere, davranışlara, kabalık ve görgüsüzlüklere magandalık diyoruz özet olarak…

Elbette toplumumuzun geneli maganda değil. Mutlaka, siz de maganda değilsinizdir. Ancak aşağıda örneklerini özetleyeceğimiz davranışlardan bir veya birkaçını geçmişte mutlaka yaptınız veya hala yapmaktasınız diye tahmin ediyorum. Amacımız elbette kimseyi hedef almak ve sayısı hiç de küçümsenmeyecek magandalarla uğraşmak değil. Magandalıkları gündeme getirmek, hatırlatmak ve bu konuda farkındalık oluşturabilmek istiyoruz. Mevzu daha iyi anlaşılsın diye bazı magandalık örneklerini kısaca buraya da kaydedelim ve birlikte değerlendirelim:

  • Trafik ışıklarında beklerken henüz sarı ışık yanmak üzereyken veya yanar yanmaz arkanızdaki aracın sürücüsünün hemen kornaya basması, sanki orada bekleyip piknik yapacakmışsınız gibi kornaya asılmakta ısrar etmesi…
  • Bunun dışında da insanımızın, kornaya basma merakını her vesile ile sergilemesi… Bir yere geldiğinde “Ben geldim.” diye; giderken de “Görüşürüz!” diye kornaya basılması… Bazı sürücülerin gecikmiş olduğu yere yetişmek veya sadece istediği hıza ulaşabilmek için ısrarla size selektör yapması ve yine kornaya asılarak sizi taciz etmesi…
  • Emniyet şeridinin sürekli olarak ihlal ve işgal edilmesi…
  • Sanki kendileri doğuştan usta şoförlermiş gibi, trafiğe yeni çıkmış acemi -özellikle de kadın- sürücülerin sıkıştırılması; el kol hareketleri, küfür ve bağrışmalarla bu insanların taciz edilmeleri…
  • Gerekse de gerekmese de yetkisi, hakkı ve izni olsa da olmasa da eline güç ve imkân geçiren pek çok kişinin trafikte siren ve çakar kullanması…
  • Düğün eğlencesi ve asker uğurlama merasimlerinde konvoy oluşturup neredeyse tüm trafik kurallarının adeta yok sayılması, trafiğin alt üst edilmesi, havaya ateş edilmesi…
  • Aracın camından dışarıya, yolun ortasına, kaldırımlara, kurum ve binaların koridorlarına çöp, kâğıt, izmarit atılması…
  • Kaldırımlara, yolun neredeyse tamamına, yaya geçitlerine, engelli geçişlerine, ikinci şeritlere araç park edilmesi…
  • İtfaiye araçlarına ve özellikle ambulanslara zamanında ve ivedi olarak yol verilmemesi…
  • Araçlarda gecenin geç saatlerinde bile herkesi rahatsız edecek şekilde yüksek sesle müzik açılması…
  • Toplu taşıma araçlarında ayakta duramayacak kimselere karşı ön yargılı davranıp hoşgörülü olunmaması… Oturan insanların da kollarını, bacaklarını, kıyafetlerini, çantalarını yanındakilerin özel alanlarını ihlal edecek şekilde yayarak oturmaları…
  • Apartmanlarda üst katlardan aşağıya hala sofra silkelenebiliyor, çamaşır çırpılabiliyor, halı asılabiliyor olması… Gecenin ilerlemiş saatlerinde matkap, çamaşır yıkama veya kurutma makinesi, elektrikli süpürge çalıştırılması… Bahçeye, yerlere, balkon altlarına çöp veya izmarit atılması…
  • Piknik alanlarımızda her türlü “uygunsuz” kıyafetle oturulması, gezilmesi… Çevre temizliğine, çöplerin toplanmasına önem verilmemesi ve yakılan ateşlerin tamamen söndürülmemesi…
  • Kafe, lokanta, restoran, sinema, toplu taşıma araçları gibi umumi mekânlarda çok yüksek sesle konuşulması… Herkesi rahatsız ettiği görüldüğü halde, yapanların bunu umursamaması…
  • Garsonlara “Baksana!” diye hitap edilmesi… Gişe memurlarına, kasiyerlere, kamu personeline, hizmet sunan diğer elemanlara kaba davranılması… Hizmet satın alınırken hizmeti sunanın da satın alındığının zannedilmesi
  • Bazı anne ve babaların hem birbirlerine hem de çocuklarına ağza alınmayacak kaba hitaplarda bulunması ve sürekli bağırıp çağırarak konuşması… Toplum içerisinde ve genel mekânlarda bile eşlerin birbirlerine veya çocuklarına “Aptal mısın? Şapşal mısın? Sakar mısın? Geri zekâlı mısın?” şeklinde tepki göstermeleri…
  • Kadınlara (bazen de erkeklere), çocuklara, hayvanlara, doğaya yani aslında fiziken veya ruhsal açıdan kendinden zayıf varsayılan canlılara sözlü veya fiziki şiddet uygulanması…
  • Bazı insanların, gerekmediği ve sorulmadığı halde ısrarla makamını, mevkiini, gücünü, çevresini, titrini herkesin (özellikle hizmet sunan görevlilerin) gözüne sokmaya çalışması… Sorulmadan hemen “Ben falancanın filancasıyım!” diye beyanda bulunarak Sen benim kim olduğumu biliyor musun magandalığı” yapılması…
  • İnsanların konuşurken birbirlerinin yüzüne, gözlerine bakmayıp sürekli olarak telefonla oynaması, uğraşması… Muhatabın sözünün sürekli olarak kesilmesi, araya girilmesi… Telefonun uzun uzun ve ısrarla çaldırılması… Açınca da kendini tanıtmadan “Kimsin?” ya da “Beni tanımadın mı?” diye sorulması…
  • Aynen magandalığı” yaparak konuşanın bertaraf edilmesi… Sözün bir an önce kendisine geçmesi istendiği için her konuda, her ortamda “malumatfuruşluk” yapılması…
  • Kendini bilmez bazı (sözüm ona) insanların silah merakı, kendini ispat aracı, fors, gösteriş veya benzeri saiklerle sıktıkları maganda kurşunlarının; bir düğünde bir araya gelen, bir kutlamaya katılan, dışarıdaki bir etkinliği balkonundan izleyen veya sadece sokakta yürüyen masum insanların hayatını kaybetmesine sebep olması…
  • Şiddet, küfür, bağırıp çağırma, hırçınlık, kavga çıkarma magandalıkları… Gişe rekorları kıran film serilerinin, sezonlar boyu süren TV dizi ve programlarının başrollerinin, yukarıda saydığımız tüm magandalık türevlerine sahip olan ve bu tür magandalıklardan beslenen karakterlerde olması…
  • Gösteriş budalalığı, ne oldum deliliği, çeşitli nezaketsizlikler, insana saygısızlık, hak ve hukuka tecavüz, başkasını sıkıntıya soksa da kendi bencilliğini tatmin, insan olmanın itibar ve onurunu taşıyamama zaafları… Ve daha nice nice magandalıklar…

Yetişme tarzımız, aile ve toplum yapımız, eğitimimizdeki eksikler ve yanlışlar; sokaklarımız, arkadaşlarımız, sosyal çevremiz gibi faktörler vesilesi ile bilinçaltımıza yerleşmiş olan çeşitli olumsuz kalıpların sebep olduğu magandalık davranışlarını ancak ciddi bir farkındalıkla azaltabiliriz. Yaptıklarımızın ne anlama geldiğini, insanları neden rahatsız ettiğini, toplumun genel kabul görmüş değerlerine ve özellikle de İNSAN’a nasıl saygılı olmamız gerektiğini bilirsek toplumun geneli tarafından yadırganan veya yadırganacak olan davranışları yapmayız. Ya da yaparken bir kere daha düşünürüz en azından…

Hep “Bize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkasına yapmayalım!”  diye söyler ve duyarız ya hani… Aslında işin özeti bu…

Bir Cevap Yazın

Yukarı Çık