ŞİİRİN DEPREMİ DEPREMİN ŞİİRİ

ŞİİRİN DEPREMİ
DEPREMİN ŞİİRİ

ı.
Ben, eskiden beri severim hüzünleri
Severim kanadı kırık güvercinleri
Sesimi duyan var mı, diyecek olsam
Yakamı bırakmaz gariban ölüşler
Oldum olası düşer uçurtmalarım
Bembeyaz gecelerime düşer
Dallar, yapraklar, mahzun çiçekler
Üşüşür yüreğime gariban ölüşler…

Arkası gelir artık, gelir mutlaka
Bu kanadı kırık düşlerimin
Sahipsiz ve yetim ölüşlerimin
Toprağa düşen kimsesiz gülüşlerdir
Gelir arkası sıra, ipsiz uçurtmalar bilirim
Sesimi duyan yokmuş, der ve gider ölürüm…

ıı.
Yıkılır kibrit kutusundan beton bloklar
İçimizde büyüyen kimsesiz enkaz
Yoklar işte, ortada yoklar, ağlama
Bu keder, bu yağmur, kar, bu ayaz
Kanımızı dondurdu bu zemheriler…

ııı.
Şiir ki yürek depremleridir dilimin
Yalan, görmüyor musun işte, her şey yalan
İnsan mı değil yoksa enkaz altında olan
Bu şiirin depreminden aklımızda kalan
Sahipsiz bir keder, kimsesiz bir düştür
Toprağa düşmüş yetim bir gülüştür
Gürültülerinizden sesi duyulmayan insan
Ve… bu insana dair garip bir ölüştür…

Siz sımsıcak zemherileri örtün üstümüze
Emanetiz nasılsa emanet çadırlarda biz
Çıktık sokaklara yalınayak, ürkek ve perişan
Yüreğimiz yıkık, aklımız yitik ve toz duman
Bedenlerimiz artık ağır hasarlıdan da ağır…

ıv.
Anlamıyoruz depremlerin dilini konuşmadan
Ah!.. Birbirimize anlatabilseydik kederlerimizi
Tutabilseydik kucağımıza düşen uçurtmaları
Tutabilsek çocuklarımızın üşüyen ellerinden
Çıkabilsek çadırdan, enkazdan, çoktan ve azdan…

Üstümüze yıkılıyor! Eyvah ki yıkılıyor!
Meydanlar, çarşılar, yağmur, kar ve zemheri
Öyle ya yeraltı bize kızgın, yer üstü bize sağır
Bacalarımızda hep taze acılar yakılıyor
Benliğimiz şimdi ağır hasarlıdan da ağır…

v…
Umut meşalesi sönmemiş olsa da Başkonuş’ta
“Eli Böğründe” kaldı kardeşlerimin Maraş’ta
Oklar gibi üstümüze yığıldı kesilen kolonlar
Saplandı böğrümüze boşalırcasına yaylardan
“Kimsesizliğimize kimse olacak kimse yok mu!”
Feryatları yükseliyor bak hala Hatay’dan…

Sonra bir türkü takılıyor suskunluğumun diline
“Oy amman, amman, amman, amman…”
Oy havar İslahiye, Nurdağı, Pazarcık, Elbistan
Kendimizi sokaklarda yalınayak yitirdiğimiz zaman
O türkü parçalıyordu hançeremizi yıkıntılardan
Ve adını koyuyordu o şehrin “… burası Adıyaman”

vı.
Hadi gel geçelim artık Adana, Osmaniye, Antep ve Kilis’ten
Gözümüz avizelerde kaldı, ürperiyoruz her sesten
Gözyaşlarımıza gözyaşlarını kardeş kılan herkesten
Yaşamak derliyoruz, imkânsızlıklarımıza inat yaşamak
Her şeye rağmen vazgeçmiyoruz alabildiğimiz nefesten…

Konakladığım öğretmenevi, Yeni Cami, çarşılar
Yıkıldı cadde boyunda bütün Malatya, perişan
Sesleniyor bize, duyuyor musunuz, Fahri Kayahan
Malatya sen yürekte sızısın, diyor Beydağı’ndan
Şimdi gitsem, bilirim, beni ancak hüzün karşılar
Elimden tutarak acılar beni gezdirir Kanalboyu’ndan…

vıı.
Her yanım paramparça, her halim akla ziyan
Nefes alamıyor memleketim depremden, selden
Değmeyin yarama dostlar… Kalbi kırık bir Urfalıyam, ezelden…

Bütün derbederliğim bu şiirin depremindendir
Son sözlerim size işte bu deprem şiirindendir:

Bir nehir çağlar içimde, kimsesiz bir hüzün ağlar
Ağrılar yücelir başımda, başımda yükselir dağlar…

Osman GÜZELGÖZ
15 Mart 2023 / Ankara

 

One thought on “ŞİİRİN DEPREMİ DEPREMİN ŞİİRİ

Bir Cevap Yazın

Yukarı Çık